«İbrahim Özer kimdir?» diye sorsak, her halde bütün cevaplar ‘Bilmiyorum!’ olur.
«Cimilli İbo?» desek! Cevap, «Bizim Cimilli!» olur. İşte İbrahim Özer, bizim Cimilli İbo’muzdur.
İbrahim Özer, yıllar önce elinde kemençesiyle Cimil’den yola çıkar. Şarkıcı olmak için çıktığı bu yolu birkaç kez arşınlar ama hedefine ulaşamaz. Çünkü henüz çocuk denecek yaştadır. Babası okumasını istiyor, o ise kemençe çalıp, türkü söylemek. Bunun için İzmir’e ve İstanbul’a birkaç kere gelir. Sonunda hedefine ulaşır ve ‘Cimilli İbo’ doğar…
Kemençesiyle milleti coştururken, yaptığı esprileriyle de gülmekten kırıp- geçiren Cimilli İbo’nun ilk kaseti ‘Sibelim’, müzik piyasasını oldukça hareketlendirir. Arkasından ‘Ağla Yüreğim’, ‘Hasretim Hepinize’ ve son olarak da ‘Cayır Cayır’ çıkar.
O artık Türkiye’nin Cimilli İbo’sudur.
Cimilli İbo kimdir?’ diye öğrenmek isteyip, kendisinden randevu aldığımızda, sahne aldığı Kadırga’nın yolunu, ‘Giderken sağda, gelirken solda’ diye tarif etmesiyle Rizelinin her zamanki esprili kişiliğini ön plana çıkardı.
(Kadırga, İstanbul’dan Gebze’ye giderken E-5 Karayolu üzerinde sağda.)
__Biz Cimili İbo’yu ekranlardan gördüğümüz kadarıyla tanıyoruz. Cimilli İbo, ‘Cimilli İbo’ olmadan önce kimdi, neler yapardı?
Bundan 30 küsur yıl önce Trabzon’da doğdum. Trabzon’da doğmamın nedeni, o yıllarda çıkan bir yangın sonucu köyümüzün –bir, iki ev hariç- hemen hemen yanmasıydı. Çocukluğumdan beri kemençe çalmayı, türkü söylemeyi çok sevdiğim için sürekli evden kaçar, İzmir’deki veya İstanbul’daki akrabalarımın yanına giderdim. Bu yüzden okulu liseden terk ettim.
__Ailenizin tepkisi nasıl oldu?
Babam çok kızardı. Okumamı çok isterdi. Ne yapayım, türkü söylemeyi, kemençe çalmayı çok seviyorum.
__İzin vermiyor muydu?
Veriyordu da önce okul diyordu. Ben de gizli gizli kaçardım. Rize’de kalmam için Halk Eğitimin de Halk Oyunları hocalığı bile yaptım, 7 yıl boyunca. Yetiştirdiğim bir sürü öğrencim var.
__Sonun da amacınıza ulaştınız…
Ulaştık ama çok sıkıntılar çektim. Bu piyasada yer edinmek çok zor. En büyük sıkıntımız da sponsor bulmak.
__Rizeliler sponsor teklifinde bulunmadılar mı?
Biz de zengin çoktur ama sadece kendilerine zengindir. Bir Rizelinin bir başka Rizeliye destek olduğu çok azdır. Başkalarına yapılır ama kendi insanına ‘ne de olsa bizden’ diye yapılmaz.
__Biraz açar mısınız?
Diyelim ki, bir gece düzenleniyor. O geceye seni bedava getirmeye çalışır ama başka sanatçıya milyarları öder. Oysa Karadeniz Sanatçılarına öncelikle Karadenizliler sahip çıkmalıdır. Emin olun garibandan paranı alırsın ama zenginden alamazsın.
__Sanatçıların genel şikayetleri hep bu yönde…
Haklılar da. Şu da var, kendi içimizde de pek birbirimizi tutmuyoruz. Daha çok destekten öte köstek olmaya çalışıyoruz. Oysa tam da Karadeniz Müziğinin popülaritesinin artığı dönemde bu birlikteliğe daha çok ihtiyacımız var.
__Gerçekten Karadeniz Müziğinde bir patlama oldu.
Eskiden kemençeyi gazetelere sarar, öyle gezerdik. Dalga geçilirdi. Yavaş yavaş büyüklerimizin çabalarıyla Karadeniz Müziği kimliğini kazanmaya başladı. İnsanlar dinledikçe; kemençenin, tulumun içinde saklı olan güzellikleri, o yörenin insanlarını, yaşamını anlatan ezgileri, sözleri sevmeye başladı.
__Kemençe popülariteliğini artırdı ama biraz batı müziği tarzıyla işlenmeye başlandı gibi mi?
Bunu yapanlar var ama olsun, güzel yapıyorlar. Sonuçta kemençemiz, tulumumuz tanınıyor. Müziğin evrensel yapısını göz önüne alırsak, doğru yapılacak olan bütün projelere destek olmak gerekir. Şu da unutulmamalı, ne olursa olsun müziği yozlaştırmamak gerekir. Aslımızı unutmadan bir şeyler üretilmelidir. Mesela bizim Rizelilerin fıkralık olan o hoş enstantaneleriyle harmanlanıp yapılan müzik, daha otantik yani kendine özgü ortaya çıkıyor. Çünkü oranın kültürünü yansıtıyorsun. Hele de kendi dilinle yani şivenle yorumladığın zaman değerlerini korumuş oluyorsun.
__Siz bunu yapanlardan birisiniz. Kısa zamanda herkes tarafından onay gördünüz. Buna esprili kişiliğinizin katkısı da oldu.
Bizim oralıların hepsi benim gibidir. Onlardan bir farkım yok. Hakkımızda anlatılan fıkralar boşa çıkmıyor. Kendi yaşantılarımızın bir uzantısı o fıkralar. “Dur sağa bi şey anlatayım; daha küçuğum, kayığa bindurdiler beni. Firtina kopayi. Kayuk alabora oldi. Hepimuz suya duştuk. Ama suyun kenaruna duşmişuk. Su bağa vurup vurup duruyi. Ben de zannedeyrum boğiliyrum. Küçüğüm ya anlamayrum. Ordan geldi bi adam ‘ula ne edeysun oraya kalksana’ dedi. ben de diyiyrum oğa ki, ‘ben boğulmadum mi?’ adam bağa ‘ne boğlumasi, kalk yerden bakayum’ diye bi bağırdi. “ (Bu fıkrayı bir de Cimilli İbo’nun kendi ağzıyla dinlemenizi öneririz!)
Bizim her hareketimiz, yaptığımız fıkralık. Gülmeyi severiz. Samimi, sıcakkanlı insanlarızdır. Biz birbirimiz severken bile faklı severiz. ‘O kesileyum suratina…’ deriz ya da başkalarına söylendiğinde belki de kavgaya dönüşecek argo sözleri, biz sevgimizi dile getirmek için kullanırız. Her şeyimiz farklı bizim.
__Rizeli olmak gurur verici…
Rize’mden çok gurur duyuyorum ve seviyorum. O çay kokusuna bayılıyorum. Mis gibi kokuyor. O dağları, yaylaları başka nerede var? Yeşiline, insanına kurban olurum ben. Rize’miz cennet bizim. Ayrıca insanımız çok çalışkan ve her konuda başarılı. Etrafınıza bir bakın, her yerde bir Rizeli görürsünüz.
__Dizilerde bile daha çok yer alır olduk. Siz de bir dizide oynuyorsunuz…
Karadeniz müziği yapan sanatçıların artmasıyla, haliyle o yörenin yaşam biçimi de dikkat çekmeye başladı. Karadenizlilerin her daim hazır cevap olmaları, her konuda başarılı ve her yerde olmaları, Karadeniz dizilerinin artmasına vesile olunca, bizlerde dizilerde rol almaya başladık. Şuan da ‘İnadım İnat’ adlı bir dizide ben de rol alıyorum.
__Diziler de Rizeli var ama Rize yok. Mekan aranıyor diziler için. Neden Rize’de dizi çekilmiyor?
Keşke öyle bir şey yapsalar! Ben seve seve hiç para almadan, gönüllü oynarım. Rize’mizden daha güzel mekan mı var? Hem de şivemizi bizden daha iyi kim konuşabilir ki? Böyle bir proje hazırlansın, ben kendi adıma elimden gelen desteği yaparım.
__Rizeli her konuda başarılı ve yer edinmiş. Biraz spor desek, Çaykur Rizespor’un başarısı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Çay nasıl bizim geçim kaynağımızsa, Çaykur Rizespor’da bizim sosyal geçimimizdir. Çaykur Rizespor’dan başka neyimiz var? En güzel reklamımızı o yapıyor. O yüzden Çaykur Rizespor’a sahip çıkmalıyız. Her yerde başarılı olduğumuz gibi istersek futbolda da başarılı oluruz. Süper Ligde yer almakla zaten büyük bir başarı elde eden takımımız, bu başarısını daha yukarılara çıkartmalıdır.
Cimilli İbo’yla haftanın üç günü sahne aldığı Kadırga’da, bu sayfalara dökemediğimiz hoş sohbetler paylaştık. Yaşadığı komik anları bizlerle paylaşan Cimilli ibo’nun sahne performansı da doğrusu görülmeye değer. Seyircilerin hepsi keyifli bir gece geçirmenin memnuniyetini üzerinde taşıyordu.
Cimilli İbo’nun, sanatçılara verilen değerin az olduğunun yanı sıra en büyük şikayetinin de korsancılık olduğunu söylemeden geçmedi. Zaten 3. albümü ‘Hasretim Hepinize’ kasetinin kapağında, “Korsan kaset ve CD alanlara hakkımı helal etmiyorum.” diye, yazmasıyla şikayetini en güzel şekilde dile getirmiş oldu.