Dave Brubeck yaratıcı caz müziğinin geniş kitlelere taşınabileceğinin canlı bir kanıtı olarak uzun yıllar boyunca büyük başarılar elde etti. Neredeyse başından beri Brubeck çoklu ritimler ve çoklu tonlar kullanmaktan (aynı anda iki notadan çalmak gibi) hoşlanıyordu. Annesinden klasik müzik eğitimi aldı ama onu notaları okumayı öğrenmek yerine dersleri ezberleyerek uzun süre aldattı. 1938’den 1942’ye Pasifik Koleji’nde müzik okudu. 2. Dünya Savaşı sırasında ise ordudaydı, bir hizmet bandosunu yönetiyordu. Daha sonra 1946’da Mills Koleji’nde öğrencilerini caz çalmaya heveslendiren klasik müzik bestecisi Darius Milhaud ile birlikte çalışmaya başladı. 1949 yılına kadar sınıftan arkadaşlarının çoğunlukta olduğu ve «Dave Brubeck Sekizlisi» ismiyle kayıtlar yapan bir topluluğun başında çaldı. 1951 yılında Fantasy’den çıkan kayıtları, belki yukarda sözünü ettiğimiz çoklu tonların sayesinde, bugün hâlâ gelişmiş, yenilikçi bir havaya sahiptir. Bu ekiple çalışma yapmak hiç de kolay olmuyordu, topluluk bu haliyle biraz kalabalık gibiydi. Bu düşüncelerle Brubeck, -üflemelileri de el atan- davulcu Cal Tjader ve basçı Ron Crotty ile bir üçlü oluşturdu. 1949-1951 arası yaptıkları çalışmalar Bay Area’da oldukça rağbet gördü ama yüzerken geçirdiği ciddi bir kaza sırasında Brubeck’in sırtından yaralanıp aylarca istirahate zorlanması nedeniyle topluluk da dağılmış oldu.
1951 sonlarındaki dönüşünün ardından altocu Paul Desmond Brubeck’i ikna ederek topluluğa dördüncü oldu. İki yıl içinde topluluk şaşırtıcı derecede tanınmıştı. Desmond’un sıkı alto tonları ve kıvrak zekâsı, Brubeck’in genellikle ağır akorları ve deneysel çalışmaları ile iyi bir uyum yakaladı. Brubeck de Desmond da özgün ses ve tarzlara sahipti, seleflerine pek az şey borçlu idiler. Joe Dodge topluluğun ilk davulcusuydu ama yolculuk etmekten bıkıp ayrılmasıyla yerini 1956’da müzik üstâdı Joe Morello’ya bıraktı. Bas gitarı eline alan isim ise sayısız değişiklikten sonra 1958’de Eugene Wright oldu. 1954 yılında Time dergisinin kapağında yer de alan Brubeck bu sırada Fantasy’den çıkan sevilen kayıtlarını, büyük beğeni toplayan Columbia etiketli çalışmalarıyla devam ettirmişti. Paul Desmond’un muazzam başarı kazanan 1960 tarihli «Take Five» isimli çalışmasını 9/8’lik, 7/4’lük gibi «tuhaf» ölçüler ile kaydedilen eserler izledi. Müzisyenlerin sololarındaki yüksek nitelikler bu denemelerin dikkat çekmek için yapılmış numaralar gibi algılanmasına engel oluyordu. Yine bu yıllarda Dave Brubeck eşi ve söz yazarı Iola Brubeck ile Louis Armstrong’un da yer aldığı «Gerçek Büyükelçiler» adlı ırkçılık karşıtı bir gösteri hazırladı. Kaydı da mevcut olan bu gösterinin tek sahnelenişi ise Monterey Caz Şenliği’nde 1960’ların başında gerçekleşti.
Dave Brubeck Dörtlüsü 1967’daki dağılmalarına kadar sürekli olarak dünyanın dört bir yanını gezdi. Dinî eserler yazdığı bir sürenin ardından Brubeck bir sonraki yıl üyeleri arasında Gerry Mulligan’ın da bulunduğu yeni bir dörtlü ile ortaya çıktı. Brubeck, Desmond ile altocunun 1977 yılındaki ölümüne kadar defalarca bir araya gelip çalışmalar yaptı. Ardından «Brubeck’lerin İki Nesli» geldi. Oğullarından -hocasının ismini taşıyan- Darius klavyede, Chris elektrikli bas ve bas trombonda ve Danny davulda babalarına eşlik ediyordu. ‘80’lerin başında tenor saksofoncu Jerry Bergonzi Brubeck dörtlüsüne katıldı, 80’lerin ortalarından başlayarak da başlangıç kadrosu Sekizli’de de yer alan klarnetçi Bill Smith altocu Bobby Militello ile yer değiştirdi.
«In Your Own Sweet Way», «The Duke» ve «Blue Rondo a la Turk» gibi unutulmaz eserlerin altına imza atmış olan Brubeck sağlığının bozulduğu dönemlere rağmen 2000’li yıllarda da zamanını yoğun bir şekilde çalışarak geçiriyor. Cazın yenilikçi ismi Brubeck’in adı eserleriyle olduğu kadar yetiştirdiği çocuklarıyla da sevenlerine ulaşmaya devam edecek.