Grup Munzur, sanat faaliyetine 1992 yılında dört kişi ile İzmir’de başladı. Çeşitli etkinlikler ve konserlerden sonra 1993’te İstanbul’a gelen grup, düzenli çalışmalar için uygun bir mekânın olmaması nedeniyle, çalışma yeri olarak dernek ve sendikalara yöneldi. Özellikle muhalif kimlikli müzik gruplarının karşılaştığı en büyük sorunlardan biri olan çalışma mekânı sorunu o dönem zorluklarla da olsa aşılmış oldu. Grup Munzur çalışmalarına, 1994 yılından bugüne değin Yüz Çiçek Açsın Kültür Merkezi’nde devam etmektedir.
24 Temmuz 1994’te, yabancılaşmaya, yozlaşmaya, çürümeye ve gericileşmeye karşı halkın kültür, sanat ve edebiyat alanında gelişip yaygınlaşması için; geçmişi bugüne, bugünü yarınlara taşıma coşkusuyla “yüz çiçek açsın” şiarıyla yola çıkan Yüz Çiçek Açsın Kültür Merkezi 1994 yılından itibaren Grup Munzur’un evi oldu. Yüz Çiçek Açsın Kültür Merkezi’nin bir birimi olarak çalışmalarını sürdüren Grup Munzur, halkla birlikte yaşayarak, onların acılarından, sevinçlerinden, özlemlerinden, umutlarından, isyanından öğrenerek halkın sanatını yapmayı amaç edindi. Grup Munzur, alternatif kültür merkezlerine ve muhalif kimliklerinden ödün vermeyen müzik gruplarına yönelik tüm baskılara, yasaklara ve sindirme politikalarına rağmen, halktan aldığı güçle müzik çalışmalarını sürdürmektedir.
Grup Munzur’un beslendiği kaynak halkın yaşantısı, acıları, mutlulukları elbette umutları ve onların yüzyıllardır yarattığı kültürel mirastır. Müzikal üretimlerinde halkların ezgilerini kullanırken özellikle onların dillerini kullanarak bu kültürel mirastan bir zenginlik olarak faydalanmaktadır. Grup Munzur, toplumsal yaşam içerisinde, geniş halk yığınlarının üretimlerinden-emeklerinden gelen gücünün farkındadır ve dünyayı eşit, özgür, sömürüsüz bir hale getirmek için yürütülen mücadelenin türküsünü yapar. Grup Munzur sanatı daha güzel bir dünyanın yaratılması savaşında bir araç olarak kullanır.
Grup Munzur’un ilk albümü, “Babanın Türküsü/ Onların Kavgası” İstanbul’a ilk geldiği dönemlerde çalışma mekânı sorununun olduğu bir dönemde çıkmış olan bir albümdür. Bu koşulların beraberinde getirdiği aksaklıklarla, ilk albüm olmasının getirdiği kimi eksikliklere rağmen, yüzü ileriye dönük ürünlerin bir arada toplandığı bir albümdür. 1995 Eylül’ünde ikinci albümleri “Hep Birlikte”yi çıkarır. Sisteme karşı gelişen toplumsal muhalefetin kültür ve sanat cephesinden bir karşı duruşu temsil eden albüm, halka dayatılan, onu yozlaştıran kültürel ürünlerin karşısına, alternatif kültürel ürünlerin niteliği taşımaktadır. Grup Munzur 1997 yılında ilk iki albüm deneyimlerinden yola çıkarak daha öz ve titiz bir çalışmayla “Tutuşturun Geceleri” adlı üçüncü albümüyle dinleyicileriyle buluştu. Aşık Veysel’den geleneksel Kürt, Ermeni ezgilerinden ve kendi besteleriyle geniş bir çerçeve içerisinde değerlendirilebilecek ürünleri bu albümünde topladı. 2000 yılına gelindiğinde her türlü umarsızlığa ve karamsarlığa geçit vermemenin adı olan “Beklenen Uzak Değil” adlı albümünü gerçekleştirdi. Çok sesli koro ve şiir ağırlıklı bu çalışmada anonim türkülerin yanı sıra Pir Sultan Abdal ve Tufani gibi halk ozanlarımızın türküleriyle zengin repertuar ve farklı bir sentez oluşturdu. 2003 yılında “Bahara Çağrı” adını taşıyan yeni bir albümle dinleyicilerine seslenen Grup Munzur, Türkçe, Zazaca, Kürtçe ve Lazca dillerinden oluşan repertuarıyla ve enstrümantal bir çalışmaya da yer verdi. Beş yıl aradan sonra Grup Munzur “baskının ve elbette direnişin olduğu yerde bizimde söyleyecek sözümü vardı. Çeşitli dillerde anlattık, kendi ellerimizle yaşanacak bir dünyayı yaratma özlemimizi” diyen Grup Kızıl Anka albümüyle dinleyicileriyle buluştu…