Trip Hop / Elektronica / Down Tempo tarzında müzik yapan grup 1987’de kuruldu. «Any Love» isimli ilk single 1988’de pisasaya sürüldü. Massive Attack birçok ünlü isimle ortak çalışmalarda bulunmuş, birçok remix yapmış ve birçok film için soundtrack hazırlamıştır.
Massive Attack, Miles Johnson ve Nellee Hooper’ın da yer aldığı THE WILD BUNCH gubunun sona erdirilmesiyle ortaya çıkmıştır. The Wild Bunch 1980’lerin başından beri varlığını sürdürmekte olan epey nam salmış bir dj gurubuydu ve asları Daddy G. ve Mushroom’du. Bu iki isim 3D’yi de alarak Massive Attack’i kurdular ve ardından Tricky gruba dahil oldu.
Massive Attack şu anda sadece bir kişiden oluşuyor. O da Massive Attack’ın kurucusu olan 3D (Robet del Naja). 3D artık yoluna tek başına devam ediyor.
Daha elektronik müzik filizlenmemişken, Massive Attack trip hop’ı gümüş tepsiyle sundu. Müzik severler müzik adına yapılabilecek her şeyin yapıldığını düşünürken Massive Attack’in «Blue Lines» albümü çıkageldi. Elektronik tınılar içermesine rağmen bunun adını koymak zor oldu ve anlaşıldı ki bu Massive Attack tarzıydı. Massive Attack da çizgisinden hiçbir zaman çıkmadı ve bunun için Massive Attack denince «Çok farklı, hep aynı» dendi…
Politik ve gündemi takip eden duruşlarını müzikleriyle harmanlayan Massive Attack, sürekli konuk sanatçılarla çalışmalarını sürdürerek kolektif anlayışının altını çizmiştir. Yaptıkları hiçbir albüm itibarlarını zedelemedi. Hatta, onları hep bir adım daha öteye taşıdı.
Müzikal zıtlıkları olan tınıları ve etkilendikleri her şeyi mükemmel bir ölçüyle sunabilme özellikleri onları yepyeni bir türün yaratıcısı yaptı: Trip hop! Dub groove’ları, funky parçaları, hip hop esansları ve ilginç sample’larıyla Massive Attack’in müziği, kişiyi farklı bir yoldan seyehate çıkaran, karanlık ve sinematik bir nitelik taşır. Bu özelliği yüzünden olsa gerek, kendisinden sonra gelen Portishead, Sneaker Pimps, Beth Orton ve hatta Tricky gibi trip hop denince akla gelen isimlere ilham kaynağı olmuştur.
“Mezzanine” albümün tanıtım turnesi sırasında Mushroom’un gruptan ayrılma kararı almasıyla iki kişiye düşen Massive Attack, daha sonra Daddy G’nin de part time’a geçmesiyle tek kişi kaldı.
Elektronik müziğin bir bütün olarak temel ilham kaynağını oluşturan modern şehirler ve onların hayalet ruhları, kültür kalabalıklarının karakterlerini yansıttıkları mükemmel bir kompozisyon olarak görülebilir. Mimarisi, iklimi, bitki örtüsü, din, dil ve alışkanlıkları, bu portredeki notalardan sadece belli başlıları. Şehirler, Massive Attack için de en fazla ilham verici şeylerin başında geliyor. Spesifik olarak da memleketleri Bristol tabii.
Her şehrin kendine ait bir karakteri olduğu gibi, kendine ait bir sesi var. Bristol Sound’u denen şeyin bayrağını taşıyan da Massive Attack’tır. Bu karakterli olma durumu müzik dünyası içinde çok saygı gören bir özellik. Massive Attack de müzikal anlamda ne kadar değişir ve ne kadar farklı yerlere kök salarsa salsın, kendi karakterinden asla ödün vermiyor. Çünkü her ne kadar trip hop denen şeyi hemen hemen DJ Shadow’la birlikte icat ettiyse de, artık onları anlatırken bu gibi sınıflandırmalarla cebelleşmek zorunda değiliz. Çünkü trip hop’ın tanımında bile Massive Attack ismi var…
3D (Robert del Naja) 11 haftasını, senaryosunu Luc Besson’ın yazdığı ve Louis Leterrier’nin de yönettiği bir film olan Danny the Dog’a müzik yapmakla geçirdi. Başrolünde Jet Li’nin yer aldığı filmde diğer oyuncular arasında Morgan Freeman ve Bob Hoskins yer alıyor. Filmde Jet Li, hayatı boyunca hiçbir eğitim almamış bir köleyi canlandırıyor, hem de boynunda tasması olan gayet klişe bir köleyi.
Hoskins tarafından bir dövüşçü olarak kullanılan Jet Li günün birinde kör bir piyanist olan Morgan Freeman’la tanışıyor ve Freeman ona müzik yoluyla insan olmak konusuyla ilgili kimsenin bilmediği sırlar veriyor. İşte Freeman’ın Li’yi eğitirken kullandığı müzikler 3D’nin elinden çıkma.
Massive Attack «Danny the Dog» filmi için tam 21 parça yapmış ve bu müzikler film boyunca kronolojik olarak duyuluyor. Büyük bir Massive Attack hayranı olan Luc Besson, en başından beri filmin müziği için 3D’yi düşünüyormuş ve bizzat onunla temasa geçerek ikna etmiş. Film Amerika’da 11 Ekim’de vizyona girmişti.