I won't be told anymore,
Daha fazla söylenmez bana
that I've been bought down in this storm,
Bu fırtınadan getirildiğimi
And left so far out from the shore,
Sahilden çoktan uzaklaştım
but I can't find by way back, my way back anymore.
Ama geri dönüşü bulamıyorum, artık
Oh no, I won't be told anymore,
Oh hayır, artık söylenmez
that I've been bought down in this storm,
Bu fırtınadan getirildiğimi
And left so far out from the shore,
Sahilden çoktan uzaklaştım
but I can't find by way back, my way back anymore.
Ama geri dönüşü bulamıyorum, artık
Oh, I, I
Forgive them that tear down my soul,
Ruhumu ikiye bölenleri affet
bless them that they might grow old,
Kutsa onları yaşlanabilirler
And free them so that they may know,
Ve özgür bırak ki bilirler
that it's never too late.
Asla geç olmadığını
For the many times, what seemed like a memory,
Çoğu kez, anı gibi görünen neyse
I've searched and found the ways,
Aradım ve yolları buldum
You used to lure me in,
Beni cezbederdin
Oh, I found the ways, oh, why it had to be,
Oh yolları buldum, neden öyle olmalıydı
My'd own denial, and so afraid.
Kendi inkarım, ve çok korkuyorum
If we ever find it's true,
Gerçek olduğunu anlarsam
that we have a strength to choose,
Seçmeye gücümüz olduğunun
Oh, freedom of all the chains
Oh bütün zincirlerin özgürlüğü
We have together.
Birbirimize sahibiz
(I'm gonna tell you a story)
(sana hikaye anlatacağım)
(Stand up for righteousness)
(dürüstlük için dik dur)
(Eh, what...)
(eh ne...)
(Stand up for justice)
(adalet için dik dur)
(Eh, what...)
(eh ne...)
(Stand up for truth)
(gerçek için dik dur)
(How can a person grow up with all this around them?)
(bunlar etrafındayken bir insan nasıl büyür?)
(You gotta call on that something...)
(ona bir şey demelisin)
(Where does it come from?)
(bu nereden geliyor?)
(...That can make a way out of no way?)
(...yol çıkışını bulamayan)
(All this hatred)
(bütün bu nefret)
(What we've got here is...)
(elimizdeki bu)
(Fear)
(korku)
(That power that can make a way out of no way)
(güç çıkış yolundan yol üretebilir)
(Failure to communicate)
(bağlantı başarısız)
(I tell you I've seen a lightning flash, I've heard the thunder roar)
Şimşek çakmasını gördüm dedim, gök gürültüsünü duydum)
(Everybody's acting that we can do anything and it don't matter what we do, maybe we gotta be extra careful, because maybe it matters more that we even know)
(herkes her şeyi yapabilirmişiz gibi davranıyor ama ne yaptığımız önemli değil, belki de fazladan dikkatli olmalıyız, çünkü bildiğimizden fazlası önemli)
(Sometimes)
(bazen)
(Hatred isn't something you're born with...)
(nefret onunla doğduğun bir şey değil...)
(I feel discouraged)
(onurum kırılmış hissediyorum)
(..it gets taught)
(...öğretiliyor)
(Sometimes I feel discouraged)
(bazen onurum kırılmış hissediyorum)
(I felt this...fear)
(bu korkuyu hissettim)
(He promised never to leave me, never to leave me alone. No, never alone, no, never alone)
Beni asla terketmeyeceğine söz verdi, asla terk etmeyeceğine, hayır asla)
(Let's get sometin' straight alright)
(bir şeyi kesinleştirelim)
(He promised never to leave me)
(beni asla terketmeyeceğine söz verdi)
(This whole thing is fucked up!)
(bütün bu şey mahvolmuş)
(Never to leave me alone)
(beni asla terketmeyeceğine söz verdi)
(Well, all men betray, all lose heart)
bütün adamlar ihanet eder, hepsi kalbini kaybeder)
(I don't wanna lose heart! I wanna believe!)
Kalbimi kaybetmek istemiyorum, inanmak istiyorum!
(Black men and White men together, at the table of brotherhood, I have a dream!)
(siyahi ve beyaz adamlar beraber, kardeşlik masasında, hayalim var!)
(Free at last, free at last)
(sonunda özgürüm, sonunda özgürüm!)
(Thank God almighty, We are free at last!)
(şükürler olsun güçlü, sonunda özgürüz!)
I won't be told anymore,
Daha fazla söylenmez bana
that I've been bought down in this storm,
Bu fırtınadan getirildiğimi
And left so far out from the shore,
Sahilden çoktan uzaklaştım
but I can't find by way back, my way back anymore.
Ama geri dönüşü bulamıyorum, artık
Oh no, I won't be told anymore,
Oh hayır, artık söylenmez
that I've been bought down in this storm,
Bu fırtınadan getirildiğimi
And left so far out from the shore,
Sahilden çoktan uzaklaştım
but I can't find by way back, my way back anymore.
Ama geri dönüşü bulamıyorum, artık
HATA BİLDİR
|
Yorum Yapın